Oya PAKYÜREK
Mahremiyet Eğitimi
ÇOCUKLARIMIZDA NASIL MAHREMİYET BİLİNCİNİ GELİŞTİREBİLİRİZ?
Mahremiyet bireyin kendisinin ve diğer insanların özel alanlarının farkına varması, koruması ve diğer insanların özeline saygı duyması, kendisi ile çevresi arasında sağlıklı sınırlar oluşturabilmesi demektir.
Çocuğun bu sınırlarını oluşturmasında ailesine, eğitimcilere ve çocuğa bakım ve eğitim veren kişilere önemli görevler düşer.
Bireyin mahremiyet alanları fiziksel mahremiyetle sınırlı değildir. Bu alanları;
1- Fiziksel mahremiyet alanları
2- Duygusal mahremiyet alanları
3- Zihinsel mahremiyet alanları olarak sınıflayabiliriz.
FİZİKSEL MAHREMİYET ALANLARI
Bireyin fiziksel mahremiyet alanları bedenidir. Çocukta bedenim bana aittir bilincinin geliştirilmesi gerekir. Bedenin dokunulmazlık sınırları vardır. 3 yaşından itibaren çocuğun bedenine dokunurken özen göstermeli, çekiştirilmemeli, sıkıştırılmamalı, dudağından, genital organlarından öpülmemeli, can yakarak, zorlayarak, ısırarak sevilmemelidir.
Dokunmalar çocuğun izni, iradesi ile olmalıdır. Bedenine, beden ve ruh bütünlüğüne saygı göstermelidir.
Mahremiyet sınırı oluşması için mahremiyet alanlarına, sınırlarına dokunulmaması gerekir.
Nasıl dokunuluyorsa o dokunuş şekline alışır, yabancılamaz, rahatsız olmaz. Oysa çocuğu istismardan korumanın ilk şartı budur.
DUYGUSAL MAHREMİYET ALANLARI
Çocuğun duygusal alanının zarara uğraması da istismara açık olmasına neden olur.
Çocuğun kişilik bütünlüğüne de saygı duymak gerekir. İstemediğinde, kızdığında, ağladığında korkutarak, cezalandırarak boyun eğmesini sağlamak çocuğun gelişmekte olan özsaygısını ve öz bilincini zedeler.
Utandırmak, mahçup etmek, alay etmek, küçümsemek kişilik gelişiminde yaralar açar.
Duygularına baskı yapmamak, yaşamasına izin vermek gerekir. Açıklamalar yaşına uygun, anlaşılır olmalıdır.
Duygularını bastırmasını öğrenen, tepki göstermekten korkan, çekinen çocuk istismara açıktır. Ceza ve dayak yetişkine boyun eğmeyi öğretir.
Duygu ve düşüncelerine saygı gösterilmeyen çocuk kendini değersiz hisseder.
Çocuk sosyal çevresi ile iletişim denemeleri yapar. Seçimlerine saygı göstermek, denemelerini izleyip açıklayıcı bilgilerle zenginleştirmek gerekir. Müdahale ve engel koymalar doğal gelişim sürecini olumsuz etkiler. Yetişkinler, Ayıp, günah, yasak demek yerine doğru rol modeller olmalıdır. Doğru ve yanlışlar söylenmeli, yapamadığında utandırılmamalı, suçluluk duymasına, kendini yetersiz ve değersiz görmesine neden olunmamalıdır.
Duygularını kendisinin yönetmesine izin verilmeli, geliştirilmelidir. Duygusal gücü olmayanın tepkileri de güçsüzdür.
ZİHİNSEL MAHREMİYET ALANLARI
Çocuğun konuşması ile, becerileri ile, Fikirleri ile, hayal gücü ve çağrışımları ile, öğrenmesinde ve anlamasındaki yetersizliklerle dalga geçilmemeli, aşağılanmamalı yaşına uygun zihinsel bütünlüğüne saygı gösterilmelidir. Özsaygısını zedeleyebilecek tutumlardan kaçınmalıdır.
Cinsel istismar kurbanlarının pek çoğunun edilgen, korkak, mahçup, çekingen olduğunu hiç unutmayalım.
ANNE BABALARA ÖNERİLER
1- Çocuğunuzun sınırlarına, tercihlerine, duygularına, arzu ve isteklerine saygı gösterin.
2- Kendi bedeninin sorumluluğunu almasını öğretin, öğrenmesini destekleyin. Önce siz saygı gösterin ki çocuk bedeninin ve beden duygu bütünlüğünün farkına varıp saygı gösterilmesi gerektiği konusunda bir duygu geliştirebilsin. O zaman, başkalarının da aynı şekilde davranmasını ister. Davranmayanlara tepki gösterir, izin vermez.
3- Kendine ait tüm eşyaların sorumluluğunu kendine vermeye yönlenin. Hata yaparak kendinin öğrenmesini sağlayın. Yaptığı hataların sonucunu görmesine fırsat verin. Tehditler fırsatlara çevrilebilir.
4- Çocukla aynı odada, aynı yatakta yatmayın. Alanını, sınırlarını öğrenebilmesi için alanı, sınırlar yaratın, yaratmasına fırsat verin. Rol model olun.
5- Çocuklarınızı itaatkâr olmaya zorlamayın. Yabancılarla karşı karşıya kaldıklarında güvenlik duygularını zedeleyebilecek bir izlenim edindiğinde tepki verme, hayır deme cesaretini geliştirin.
6- Çocuklara yönelik hitap şeklinize özen gösterin. Aşkım, sevgilim demeyin. Yanında kaba, argo, müstehcen sözler kullanmayın. Küçümseyen, alaycı lakap takmayın. Bütün bunlar çocuğun mahremiyet hassasiyetlerini azaltır.
7- Onları dudaklarından öpmeyin, bedenlerini hırpalayarak sevmeyin. Bebeklikten itibaren özellikle özel alanlarından öpmeyin, ısırmayın, mıncıklamayın. Sadece dokunsal değil, sözel ifadelerde de yerim, ısırırım, yutarım gibi ifadelerden kaçının.
8- Boğuşma oyunlarında sınırlarınızı ve onun sınırlarını unutmayın. Orantısız güç kullanmayın. Boyun eğme duygusu oluşturmayın. Özgüven duygusu geliştirmesine destek olun.
9- Herkesin içinde utandırmayın, mahcup etmeyin. Bu duygular özgüveni zedeler. Pasif, edilgen bir kişilik geliştirmeye yol açar.
10- Kıyafet ve aksesuarlarının çocukların yaşına uygun olmasına özen gösterin. Kıyafet ve aksesuarla dikkat çekme, rekabet etme arzularını geliştirmeyin, pekiştirmeyin.
11- İzledikleri, gördükleri, ilişkileri, tarzı, seçimlerinin takipçisi olun. Müdahale etmeden izlendiği tehditi, korkusu, tedirginliği oluşturmadan izleyin.
Gelişen, değişen dünyada, alanların genişleyip, sınırların iç içe geçtiği bilgisayar ve internet çağında taciz ve istismara bir boyut daha eklendi.
Çocuk yaşına uygun olmayan medya, sosyal medya ve internet siteleri karşısında da istismara uğruyor. Online oyun siteleri ile dünyasına, mahremine giriliyor. Yaşına uygun olmayan cinsellik temaları ile kışkırtılıp istismara açık hale getiriliyor.
Ebeveynlerin yaşamına da gümbür gümbür giren telefon çılgınlığı aile bütünlüğünü tehdit ediyor. Ebeveynlerin cep telefonu bağımlılıkları nedeni ile çocuklar ihmale uğruyor. Korunmasız ve yalnız kalıyorlar.
Çocuklarınızla birlikte olduğunuzda cep telefonlarınıza, sosyal medyanıza bir ara verip onlarla meşgul olun.
Unutmayalım sözlerimiz değil en çok etkilendikleri, davranışlarımız…
Doğru rol modeller olun...